Moesia: Antik Çağ’da Bulgaristan Tarihi
Makale: Özhan Öztürk
Moesia , Karadeniz’in batı sahilinde yer alan bir Roma eyaletinin adı olup, Hamur dağları ile Trakya’dan Obelisk ve Skordus dağları ile Makedonya’dan, Drinus ve Savus nehirleri ile Illyricum ile Pannonia’dan, kuzeyinde Tuna nehri ile Dacia’dan ayrılmakta, bugünkü Makedonya Cumhuriyeti, Güney Sırbistan, Kuzey Bulgaristan, Güneydoğu Romanya, Güney Moldova ve Bucak bölgelerine denk gelen bir alanı kaplamaktaydı.
Moesia : Antik Çağ’da Bulgaristan Tarihi
Strabon’a göre bölgenin orijinal halkı Traklar olup, bunlar Anadolu’da yaşayan Mysialılar’ın da atalarıdır. MÖ 277’de Brennus adlı birinin liderliğinde Skordiski adlı Kelt kabilesi bölgeyi işgal ederek yerleşmiştir. Makedonya konsülü Scribonius Curio MÖ 75’de Tuna nehrine dek ilerleyerek Traklar’a boyun eğdirmişse de bölge ancak MÖ 29’da Makedonya genel valisi Licinius Crassus tarafından tam anlamıyla fethedilebilmiştir . Augustus döneminde bölgeye Mysia adlı Trak kabilesinin adı verilerek MS 6’da Moeisia eyaleti oluşturulmuş, Caecina Severus da ilk yöneticisi olarak atanmıştır.
İmparator Titus Flavius Domitianus döneminde MS 87’de Tuna nehrinin yukarısında kalan kısmı “Moesia Superior” altında kalan kısım ise “Moesia Inferior” adıyla ikiye ayrılmıştır. MS 270-75’de Aurelian’ın Dacia’yı Gothlar’a terk etmesinden sonra Dacia’da yaşayan Romalılar, Tuna’nın güneyine inerek bölgeye yerleşmiş Moesia’nın merkezi “Dacia Aureliani” başkenti Naissus olan kuzeyi ise üzere “Dardania” adını almıştır. Diokletian döneminde (284-305) Moesia Superior’un adı “Moesia Prima” olarak değiştirilirken Moesia Inferior “Moesia Secunda” ve “Scythia Minor” adlı iki parçaya ayrılmıştır. Bu dönemde Tuna nehrinin güney hattı kale ve karakollarla güçlendirilirken İskit ve Sarmat akınlarına karşı Axiopolis ile Tomi arasına bir duvar örülmüştür. “Legio I Italica” ile “Legio XI Claudia” adlı Roma lejyonlarını barındıran Moesia Secunda’da bugün hepsi Bulgaristan sınırlar içerisinde yer alan Marcianopolis, Odessus, Nicopolis, Abrittus, Durostorum, Transmarisca, Sexaginta Prista Novae adlı kentler yeralmaktaydı. MS 390 tarihli Notitia Dignitatum’a göre ise Scythia Minor’da Legio I Iovia ve Legio II Herculia lejyonları konuşlanmıştı.
238 ve 250’de Karpi ve Gothlar tarafından yağmalanan bölgeye, 376’de imparator Flavius Julius Valens döneminde (364-378) Hunlardan kaçan Goth kabilelerinin sığınmasına izin verilmişse de kısa bir süre sonra 9 Ağustos 378’de Moesialı-Goth-Alan ittifakı Fritigern’in liderliğinde Roma imparatoru Valens’in ordusunu Edirne yakınlarında yenilgiye uğratmayı başarmıştır . Edirne yenilgisi Roma’nın 235-84 arası askeri anarşi sonrasında yaşadığı en önemli sıkıntı olup, ordunun bir süreliğinde de olsa felç olurken barbarların askeri gücünün anlaşılması imparatorluk için yıkımın başlangıcı olmuştur.
Bulgarlar 6. Yüzyılda tarih sahnesine çıkarak bölgeye gelmişse de, 681’de Bulgar krallığı kurulana dek Moesia Bizans’a bağlı olarak kalmış, ayrıca 835’de Rascia’da bir Sırp prensliği kurulmuştur.
Bulgaristan Arkeoloji
Varna ve Dobriç bölgeleri civarında tıpkı Dobruca’da olduğu gibi geç
neolitik Hamangia kültürüne (MÖ 5200-4500) ait insan yerleşimi, nekropolis ve seramik çömleklere rastlanmış olup, Dobriç’te Durankulak, Şabla ve Dolapkulak köylerinden, Varna’da ise Suvorovo, St. Konstantin, Batareyata, Provadia, Dalgopol yerleşimlerinden elde edilen bulgular günümüzde Dobriç ve Sofya Tarih müzelerinde sergilenmektedir.
J. Chapman, Varnalıların Karadeniz steplerinden gelen ileri düzeyde
metalürji bilgisine sahip, geldikleri yere özgü cenaze törenlerini uygulamaya devam göçebeler olduğunu ileri sürerken M. Gimbutas Varna, Karanovo, Vinča ve Lengyel kültürleri arasındaki devamsızlığın kuzey ve kuzeybatıdaki olağanüstü değişimlerin sonucu olduğunu belirtmiştir. Bu sebeplerden dolayı Moeisia’da atlı savaşçılar ve Kurgan kültürü izleri görülmeye başlamış olmalıdır.
MÖ 6 – 3 bin yılları arasında Avrupa’yı etkileyen erken neolitik kültürü Vinča Bulgaristan’ı da etkilemiş olup, 1969’da kuzeybatı Bulgaristan’da Vratsa iline bağlı Gradeşnitsa köyünde bulunan ve MÖ 5 binlere tarihlenen yazı öncesi neolitik işaret dilini içeren kitabeler tıpkı Romanya’daki Turdaş ve Macaristan’daki Tordos’da bulunan Tărtăria kitabeleri gibi Vinča işaretleri olarak tanımlanmış ve kimilerince dünyanın en eski yazı formu oldukları iddia edilmiştir.
Bulgaristan’da zamanının deniz seviyesinden 8.5 m aşağıda iki bataklık kömürü tabakası arasında kalkolitik çağdan kalma insan yapımı eşyalar ve ahşap tekne bulunmuş olup aynı zamanda dünyanın en eski altın eşyaları da Bulgaristan sahillerinde bulunmuştur. 1972 yılı Ekim ayında vinç operatörü Raycho Marinov tarafından tesadüfen keşfedilen ve MÖ 4600-4200 yıllarına tarihlenen Varna Mezarlığı’nda Mihail Lazarov (1972-1976) ile Ivan Ivanov’un (1972-1991) yürüttüğü ve günümüze dek süren kazılarda, 294 mezarın ancak % 70’i kazılmış olmasına karşın 3.000 civarında insan yapımı altın eşya ve 600 civarında çömlek, çakmaktaşı ve obsiyen bıçaklar, boncuk ve deniz kabukları bulunmuştur.
Varna Arkeoloji Müzesi ile Sofya Milli Tarih Müzesi’nde sergilenen eserler Varna kültürünün Aşağı Volga ve Yunan adaları ile ticari ilişkide bulunduğunu göstermiştir. Mezarlardaki bakır eşyalar Sredna Gora dağlarında, Stara Zagora yakınlarındaki bakır madenlerinden elde edilmiş ve yerli sanatçılar tarafından üretilmiş olmalıdır. Yine Neolitik Avrupa’da ilkel ticaret amacıyla kullanılan Ege kaynaklı spondylus türü deniz kabukları da mezar içlerinde bulunmuştur. MÖ 4400-4100 yılları arasında tarihlenen Varna kültüründe gelişmiş dini inançların izlerine de rastlanmıştır. Yaşlı erkeklerin daha çok altınla birlikte gömülmesi anaerkil toplum yapısının terk edilmiş ve erkek egemen topluma geçildiğinin belirtisidir. Üst düzey statüye sahip erkekler savaş baltaları ve altın penis kılıflarıyla birlikte gömülmüşlerdir. Bulgaristan Varna kültürü gibi bakır çağı kültürlerinin ardından Troya ile Orta Avrupa arasında yayılmış bulunan çiftlik hayvancılığı, başta üzüm yetiştiriciliği olmaz üzere tarım ve metalürjinin uygulandığı Ezero kültürünün (MÖ 3300-2700) etkisine girmiştir.
Arkeolojik veriler Histria, Berezan, Apollonia, Sinope, Trapezus, Amisos, Byzantion gibi Yunan kentlerinin aşağı yukarı aynı tarihlerlerde MÖ 7. Yüzyılın ikinci yarısında Miletliler tarafından kurulduğunu gösterirken, en eskisi MÖ. 7. Yüzyılın üçüncü çeyreğinin ortalarına tarihlenen çok sayıda çömlek parçası ve MÖ -7-6. Yüzyıllara tarihlenen yeraltı kulübeleri kolonizasyon tarihinin başlangıcına dair aşağı yukarı bir fikir vermektedir.
Agathopolis’in (Ahtopol) MÖ 5. Yüzyıldan itibaren bağımsız bir kent (polis) olduğu anlaşılmış, 2 kitabenin yanı sıra bazı Trakya hanedanlarına (I. Kotys, IV Sauthes, Kersebleptes) ait çok sayıda sikke bulunmuştur. Arapia açıklarında MS 6. Yüzyıla ait sikkeler ve çömleklerin bulunduğu bir Bizans gemisi, Urdoziva’da su altında bir Trak kalesi, Kiten’de Satyros’dan bahseden bir kitabe, Ropotamo sahilinde MÖ 2000-1000 arasına tarihlenen taş çapalar, Sozopol ve Nesebar arasında demirleme noktaları bulunmuştur . Taş çapalar Yunan kolonistlerden önce yerli Trak halkının denizcilikle haşır neşir olduğunu göstermektedir.
Pseudo-Skymnus’a göre MÖ 610 tarihinde Milet kolonisi olarak kurulan Apollonia bir liman kenti olup, Park ve Kalfata’da mezarlıklar, civarında ki St. Kirik, St. İvan ve St. Peter adaları açıklarında çok sayıda taş çapa bulunmuştur. Kente ait en eski gümüş sikkenin üzerinde bir çapa ve ıstakoz (astakos) sembolü olması rastlantı değildir.
Attia yakınlarında kentin yerli halkı olduğu sanılan Astike’ye ait bir kale, Monastır Tepe, İzgrev, Sladki ve Khiloto’da Trak tapınakları bulunmuş olup, kentte bulunan en eski çömlekler MÖ 7. Yüzyıl sonlarına tarihlenmiştir .
Bizone’de (Kavarna) MÖ 2-1. Yüzyıllara tarihlenen 2 Trak mezarı, MÖ 5-3. Yüzyıla ait çok sayıda Sinop amforası, MÖ 7. Yüzyıldan kalma Yunan yapımı çanak çömlekler, Dinysopolis’de (Balçık) ise yerel Trak kabileleri ve mahallî toponimler hakkında bilgi veren MÖ 2. Yüzyıla ait bir kitabe ile Yunan kolonizasyonundan önce kurulmuş bir Trak kalesi, sikkeler, Mısır tanrıları, Demeter ve Kore onuruna kitabeler bulunmuştur. Odessos (Varna) yakınlarında da Trak yerleşimi izleri ve Küçük İskitya krallarına ait sikkeler bulunurken Tirizis (Kaliakra) civarında yapılan sualtı araştırmalarında denizden 100 civarında taş çapa çıkarılmıştır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
Bulgaristan tarihi Makale Serim
Bulgarlar ve Proto Bulgarların Kimliği
Moesia: Antik Çağ’da Bulgaristan Tarihi ve Arkeolojisi
Ortaçağ’da Bulgaristan: 1. ve 2. Bulgar Krallıkları ve Bizans Dönemi
Osmanlı Döneminde Bulgaristan; Bulgaristan Türklerinin Kırım ve Sürgünü
Balkan Savaşları; Trakya’nın Bulgar Ordusunda İşgali, 1912